Yaralının kaderi ilk müdahaleyi tamponla yapanın elindedir. Dr. Nicholas Senn (1844-1908)

Kontrol edilemeyen kanamadan dolayı verilen kayıplar birliklerin moral gücünü azaltan ve silahlı kuvvetleri, toplumu ve aileleri derinden etkileyen bir unsurdur. Örneğin, muharebe sonrası travmatik stres sendromu (PTSD) olarak bilinen psikolojik travma için en önemli etkenlerden biriside silah arkadaşını hiçbir şey yapamadan kaybetmektir. Bu rahatlıkla 1974 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçekleştirdiği her iki harekâtta da gözlenmiştir.

  • Birinci Harekât’ta Kıbrıs Beş Parmaklar Sıradağlarında bulunan Beyaz Saray’dan Girne sahil muhafaza istikametinde yapılan taarruz esnasında bölüğümden bir askerim kafasından, uzun namlulu bir silah ile vuruldu. Birliğimde sağlık ekibi olmadığından müdahaleyi kendim yaptım. Yanımdaki harp çantasının içindeki birden fazla harp paketinden tamponları çıkartarak müdahale ettim, ancak kanamayı durduramadım. Bulunduğumuz mevzide, kucağımda sabaha kadar bağırarak (son sözleri ve çığlıkları halen rüyalarımda duyuyorum) kan kaybından cephede şehit düştü.
  • Beyaz Saray Fin Kampı Papazın Köşkü Girne istikametinde bölüğümdeki komando onbaşısı apış arasından vuruldu ve orta büyüklükteki damarları parçalandı. Birkaç harp çantasından aldığım tamponları kullandım ama kanamayı durduramadım. Olay taarruz esnasında olduğundan yaralıyı bırakmak zorunda kaldım. Üniformamı değiştirmeye imkân olmadığından 2 ay süresince kanlarını üstümde taşıdım.
  • 2nci Barış Harekâtında, Kanlı Dere güneyinden Lefkoşa-Tymbou-Vatili-Lysi-Kondea-Paşaköy istikametinde yapılan taarruzda, 2nci paraşüt taburu öncü bölük komutanı olarak görevlendirildim. Ankara Tank Gösteri Alayının geri emniyetini alma görevini üstlendim. Taarruz ile beraber, Lefkoşa Kanlı Dere arasında geçit veren yerde mayına çarparak 1 tank infilak etti. Bir tank astsubayının kolu kopmuş ve elinde kılıç gibi tutarak bulunduğum istikamete doğru ‘Allah Allah’ haykırışlarıyla koşuyordu. Kendisini yakaladım, girdiği psikolojik şoktan kurtardıktan sonra harp çantasındaki harp paketindeki tamponları kullandım ve üniformasının koluyla da turnike yaptım. Ancak kanamayı durduramadım. Biz taarruza devam ettik ve astsubayın akıbetini bilmiyorum.

İçinde bulunduğumuz çağın asimetrik muharebe ve GNH koşullarında, yerleşik düzende bulunan birliklerin maruz kalacakları tehditler arasında keskin nişancı, sabotaj, mayın ve sıcak temasın olduğu bilinmektedir. Örneğin, özel yetiştirilmiş 5 kişilik bir timin yapacağı saldırı beklenmeyen kayıplara ve zayiata sebep olabilir. Eğer bu tim ağır makineli tüfek, roketatar ya da LAW silahı ve keskin nişancı tüfeğiyle saldırıyı yaparsa sebep olunan zayiatlar yüksektir. Saldırı sonunda birlik çevre güvenliğini sağlamak için saatlerini kaybedebilir. Bu durumda, ilk hasar tespit ve triaj sonrası müdahalede, en yakın helikopter ambulansın ulaşması zaman alır. Gelen helikopterlerin iniş güvenliğinin sağlanmaması durumunda da havada bekleme süresince kayıplar çok hızlı bir şekilde artar. Bu konu üzerinde yapılan bilimsel çalışmaların analizini yaptığımızda aşağıdaki sonuçları elde ederiz. Muharebe ya da harekât planlama safhasında, en önemli unsurlardan birisi de askerlerin maruz kalabilecekleri risklerin analizdir. Bu risklerden, en kapsamlı planlama isteyen unsur, kayıpların en aza indirilmesi için gereken değişkenlerin bilinmesidir. Kısaca özetlemek gerekirse, maruz kalınacak silahların etkisi, yaralanmaların nedeni, vücuttaki dağılımı, tehlike seviyesi, ilkyardım yapabilecek unsurların malzeme ve teknik bilgileri, çatışma ortamında tahliyesi uzun sürecek durumlarda yeterlilikleri ve gelişmiş tıbbi olanaklara sahip olan bir hastaneye ya da uygun sahra hastanelerine sevk kanallarının oluşturulmasıdır6. Gelişmiş ülkelerin silahlı kuvvetleri bu konu üzerinde yoğun çalışmalar yapmaktadır.

Elde edilen veriler bir önceki ve olası muharebelerin bilgileriyle karşılaştırıldığında ulaşılan sonuçlar, kayıp ve yaralıları en aza indirmek için detaylı önlem almaya, lojistik destek planlamaya ve uygulamaların etkinliğinin artırılmasına yardımcı olur.

Bu çalışmalardan en önemlisi WDMET (Wound Data and Munitions Effectiveness Team) 1965–67 tarihlerindeki 3000 çatışmadan elde edilen kayıp ve yaralı istatistiklerinin 7898 vakanın kayıt edilmesiyle başlamıştır. Yapılan kayıtlar ABD ordusunun toplam zayiat ve kaybının sadece %4-5’ini kapsamaktaydı. Daha sonra İngiliz ve İsrail silahlı kuvvetlerinin bilgi bankalarıyla birleşerek, ABD’nin Somali ve Panama harekâtları da eklenince 4100’ün üzerinde çağımızın muharebe zayiat istatistikleri oluşturulmuştur. Bu tarihten itibaren bütün ordular ve askeri tıp bilim adamları mevcut vakaların toplaması ve analizleri için yoğun olarak çalışmaktadır. Ülkemizde bu çalışma GATA bünyesinde yürütülmektedir. Olaya bilimsel bir perspektiften yaklaşmak için, mevcut bulunan istatistiklerden elde edilen modellerin incelenmesi esas alınmalıdır. WDMET verileriyle; muharebe zayiatları, yaralanma modelleri ve yaraların nasıl en etkin bir şekilde müdahale edilirse kayıpların en aza indirileceği konuları üzerinde, mevcut bulunan en detaylı istatistiksel çalışmaların yapıldığı bilinmektedir. Bu modellerin ışığında gelişmiş ülkelerin silahlı kuvvetleri, harekat öncesinde yaptıkları lojistik hazırlıkların bir ayağını oluşturan tam askeri tıbbi müdahale lojistiğini (teşekküllü sahra hastaneleri, mühadale seviyeleri, nakil sistemleri, rehabilitasyon hizmetleri vs) ve Kıt’a bazında ilkyardım eğitimi ve ilk müdahalede malzemelerin en basit, hızlı ve etkin kullanımı eğitimlerinin verilmesini sağlamıştır8. Kısaca WDMET datalarıyla muharebe yaralanmaları ve zayiat kavramına baktığımızda, D. D. Trunkey’in 1983 tarihinde yayınladığı, sivillerin maruz kaldığı kazalar ve ölümler hakkında ele aldığı raporda9 ölümlerin ilk saat, erken (2–3 saat sonra) ve geç (yaralandıktan bir kaç hafta) sınıflarında analizini hatırlamakta fayda vardır. Sivillerin maruz kaldıkları kazalarda yapılan bilimsel gözlemlerde, ölümlerin %50’sinin ilk saat, %30’unun erken ve %20’sinin ise geç dönemde olduğu belirlenmiştir. Bu yaralı ve ölüm dağılım ışığında ‘Altın Saat’ konsepti önem kazanmış ve dünyanın neredeyse tüm ülkelerinin acil tıp bölümleri tarafından kabul edilmiştir. Bu nedenle, ambulans hizmetlerinin olay mahaline ne kadar kısa sürede geldikleri ile yaralıya yaptıkları doğru ve etkin müdahalenin tam teşekküllü bir hastahaneye saatler sonra ulaştırılan yaralıdan daha fazla önemli olduğu bilinmektedir. Ancak bu yapılan çalışmada yaralanma modeli çok önemli bir konudur. Daha sonra incelenen sivil nüfusun yara modelinin, künt yaradan penetrant yaraya doğru artması, bütün yaralanmalarda %80-90’lık bir oranda ilk 5 dakikada yaralıların ex olması aslında ‘Altın Saat’ kavramının ‘Altın İlk 5 Dakika’ olduğu belirlemiştir10: Bu nedenle askeri tıp alanında günümüzde ilk müdahalenin ilk 5 dakikada yapılmasıyla kurtarılabilecek yaralıların ne kadar çok olduğunu WDMET verileri göstermektedir. (Fig 1)

Fig. 1. Toplam yaralıların %70’i ilk 5 dakika ve %85’i ilk 30 dakikada içinde kayıp verilmektedir.

Bu bağlamda bilimsel yaklaşım, muharebe alanında ölüm sebeplerini de sınıflara ayırmayı ihmal etmemiştir. Aynı zamanda Arnold ve Cutting’in yayınladıkları çalışmada11, WDMET verilerinde yaralıların hayatlarını kaybetmelerinin patofizyolojisini incelediğimizde, en fazla karşımıza kanama sebepli ölümler gelmektedir (Fig.2). Ayrıca yaralanmanın mekanizması üzerine yapılan çalışmalar (Fig.3) Vietnam savaşının özelliklerini göstermektedir.

Fig.2 Kayıp nedenleri, MSS merkezi sinir sistemi tahribi ve ikinci MSS ise oluşan yaradan daha sonra meydana gelen ölümleri ifade etmektedir. Ayrıca Şok ise tıbbi müdahaleden sonra durdurulamayan kanamadan oluşan bir durumdur.

Yukarıda belirtilen kanamadan ölümlerin ise, kendi içinde incelendiğinde %20’si atar/toplardamar yırtılmasıdır. Eğer zamanında uygun ilkyardım yapılırsa, birçoğunun hayatı kurtarılabilinirdi. Ayrıca WDMET verilerine göre, hastanede kanamadan şoka giren görülmese de ilk hastane girişlerinde %10’luk yaralı grubu kanama şokunda olduğu tespit edildi. Geriye kalan ilk %80’lik grup ise yaklaşık 10 değişik anatomik bölgeden yaralandıkları ve 10 dakika kadar yaşadıkları tespit edildi. Bu yaralılara yapılabilecek yardım ise, gelişmiş ilkyardım ile stabilizasyon ve gelişmiş biyoteknoloji temelli sistemlerle metabolizmayı cerrahi müdahaleye kadar stabil tutma üzerine kuruludur.

Fig 3. Yaralanma Mekanizmaları

 

Muharebe Yaralanmaları – 2 >>